Mustafa hocamıza karşı farklı bir sevgimiz vardır. Çok uzun sürelerdir bahsettiği Beşiktaşlılığı olsun, geçen sene kazandırdığı şampiyonluk ve Türkiye kupası olsun, Galatasaray maçı öncesinde takım ısınırken, futbolcuları tribüne çağırdığımızda takım olarak herkesin gitmesini söylemesi olsun, sezonun son ve şampiyonluk maçında Üzülmez'e kaptanlık pazu bandını vermesi olsun, bizim şu fakir gönlümüzün, zengin gösteren bir yerine koydurmuştur denizliyi. ya da hadi genel konuşmayayım benim için öyledir. ve inkar edemez, biliyoruz ki o da sevdi bizi bir zamanlar.
Neden bir zamanlar diyorum? Çünkü Mustafa Denizlinin son CSKA maçında çıkarttığı kadro ve uyguladığı sistem sanki kırgın ya da kızgın bir sevgilinin, sevdiğinden intikamı gibiydi. İnsan sevdiğinden ihanet beklemediği için gardını hep başkalarına karşı kaldırır ve sevdiğine karşı tamamen savunmasız bırakır ya kendini, ve en savunmasız anında sevdiğinden gelen darbe anında yıkar ya insanı. İşte CSKA maçının kadrosunu ilk öğrendiğim an o şekilde yığıldım kaldım stadın koltuklarına. Böyle bir kadroyu hiç beklemiyordum ve beklemediğim yerden sormuştu Mustafa hoca, "Beni ne kadar seviyorsun?" diye. Bense tüm iyi niyetimle herhalde "Toraman ya da Kaş'dan biri sağ açıkta diğerinin önünde oynayacak" diye bir anlam vermeye çalışıyordum kadroya. Ekrem'i sola Tello'yu Bobo'nun arkasına yerleştirdiğimde yine de garip ama sahaya çıkacak isimlerden en mantıklı olabileceğini düşündüğüm kadromu kurmuştum kafamda. Lakin heyhat, hayatın nasıl sağı, solu belli olmuyorsa, Mustafa Denizli'nin de sağı, solu hatta önü, arkası belli olmuyordu ve sobeleniyorduk yine.
Üşenmedim saydım, tam 3 ön libero ile Beşiktaş'ım sahada diziliyordu. Ertuğrul Sağlam döneminden hatıra kalan bir, tek ön libero mu? çift ön libero mu? tartışmamız vardı, Denizli hocamız sağ olsun tartışmaya bir şık daha ekledi.
a) Tek ön libero
b) Çift ön libero
c) 3 ön libero
d) Yeter Yıldırım Demirören
Yukarıdaki şıklardan birini seçmem istense ben gözüm kapalı d şıkkı derim. Önce Yıldırım Demirören bir yetsin, sonra kaç ön liberonun yeteceğini hesaplarız.
(Bu arada Messi öyle bir frikik golü attı ki, yazmadan duramadım. Bu çocuk aynı Sergen mübarek)
Neyse işte, arzuhalim bundan ibaret. Uzun lafın kısasını demem gerekirse, Mustafa hocam rica ediyorum bir daha böyle bir kadroyu ne sen sür sahaya ne ben izleyeyim.