Kendisiyle yeni sözleşme imzalanmasının istikrar için iyi olduğunu düşünenler var. Peki ya takımın istikrarı ne olacak? Hadi son haftaları geçtim. Sakatlıklar çok oldu falan filan, ya daha önceki haftalar. Bir hafta ilk 11 başlayan adamın ertesi hafta ilk 18 içinde bile yer almaması. Sürekli değişen bir defans, orta saha ve forvet hattı.
Toraman bir hafta sağ bek, bir hafta stoper, bir hafta ön libero. Hatta aynı maç içinde bile bu 3 farklı bölgede oynamışlığı var.
Orta sahada bir hafta ernst - fink, öbür hafta ernst - necip, başka hafta 3'ü birden oynar. Sonra araya bazen de tabata, uğur inceman falan serpiştirilir.
Forvette bir bobo, bir holosko, bir nihat. Bazen bunlar arasında ikili farklı kombinasyonlar. Arada sırada nobre de katılır bu kombinasyona. Holosko bazen sağda, bazen solda. Tello desen hakeza. Hele bobo ara sıra solda oynamıyor mu? o zaman tam şenlik havası oluyor benim için.
Teknik direktörlerin görev süresinde istikrar, devamlılık iyidir ama takım kadrosunda da bir istikrar, bir devamlılık gerekli değil mi? Sadece görev süresi için mi gerekiyor istikrar?
Mustafa Denizli geleceği değil, günü kurtarmaya çalışan bir adam. Mutlak galibiyete ihtiyacın varken 3 ön libero ile oyuna başlamak futbolda günü kurtarmaya çalıştığının en temel göstergesidir. Günü kurtarmaya çalışan bir adamdan da uzun yıllar faydalanmaya çalışmanız boşunadır. Geçen sene takımı şampiyon yaptığında (evet en büyük pay denizlinindir) kendisine teşekkür edilip gönderilmeliydi. Başımızda aynı denizli gibi günü kurtarmaya meraklı bir başkan varken bu beklenilemezdi tabi.
Gerekli yerlerde ve gerektiği gibi konuşmayı bilmesi, basının kendisini yönetmesine izin vermemesi, hatta kendisinin basını istediği şekilde yönetmesi ve daha bir çok özelliği ile hakikaten türkiye'deki en önemli teknik direktördür ama sahaya sürdüğü kadroda istikrar olmayan ve günlük düşünen biri, Galatasaray UEFA kupasını 10 sene kadar önce almışken, milli takım hem dünya hem Avrupa üçüncüsü olmuşken, yani Türk futbolunun, Türk takımlarının aslında tam atılıma başlaması gereken hatta geç bile kaldığı bu yıllarda istikrar adına takımın başında tutulmamalıdır. Artık takımlarımızı Avrupa'da başarı kovalayacak, uzun yılları hesaba katarak bir sistem kazandıracak, futbolumuza bir kimlik katabilecek insanlara teslim etmek zorundayız. Beşiktaş'a gelmiş hocalar içinde bunu başarabilmeye en yakın isim Jean Tigana idi. kendisinin ve Beşiktaşlıların en büyük şanssızlığı Demirören zamanında Beşiktaş'a gelmiş olması.
Şunu da iddia ediyorum. Bakmayın siz yeni sözleşme imzalandığına. Sezon sonunda Beşiktaş şampiyon olamazsa Mustafa Denizli bu takımın başında kalamaz. Demirören'i tanıyorum. Hiç sözleşme varmış, daha yeni imzalanmış falan dinlemez. Beşiktaş şampiyon olamazsa Mustafa Denizli seneye bu takımın maçlarını yine Lig tv'den yorumlar. Bir de çıkıp televizyonda yine "Ben olsam Bobo varken Nobre ile başlamam" der. Sanki kendisi de aynı şeyi yapmamış gibi. İşte o zaman ben de kafayı duvara vura vura hafızamı silmeye çalışırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Kişi veya kurumlara hakaret içeren yorumlar onaylanmayacaktır.